Eskişehir nasıl modern bir örnek şehir haline geldi

 Eskişehir’in kardeş şehri Almanya’nın Frankfurt şehrinde 1949 yılında kurulan ve ulusal yayın yapan Almanya’nın yüksek tirajlı gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Gazetesi’nden Dr. Von Rainer Hermann  Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile  önemli bir  röportaj yaptı. 

28 Şubat 2023 Salı 12:12
Eskişehir nasıl modern bir örnek şehir haline geldi

Dünyanın en geniş muhabir ağlarından birine sahip ve nitelikli Alman gazeteleri arasında yurtdışı yaygınlığı en fazla olan kuruluşun yapmış olduğu röportajı şöyle;

 Rainer Hermann, Eskişehir

“Bilbao Etkisi” Anadolu'da da işliyor. Eskişehir'de ise modern sanat müzesini tasarlayan Frank Gehry değil, Japon yıldız mimar Kengo Kuma. Üç yıl önce yatay ahşap panolarla inşa edilen müze, Odunpazarı’nın girişinde dikkat çekiyor. Müzede insan vücuduna yönelik tutumların nasıl değiştiğini anlatan uluslararası sanatçıların eserleri minimalist odalarda sergileniyor. Zemin katta bulunan müze restoranında sadece vegan mutfağı sunuluyor, Restoranın şefi Halil Cem Erdoğan, Eskişehir'e gelmeden önce Rügen'de yemek pişiriyordu.

Müzeye çıkan geniş merdivenler, öz çekimler ve grup fotoğrafları için mükemmel bir fırsat sunuyor. Eskişehir çok çeşitli eğlence aktiviteleri ile dikkat çekiyor. Gezi otobüslerinin çoğu batı Anadolu’nun genellikle muhafazakâr illerinden geliyor. İstanbul ve Ankara’dan gelenler Hızlı treni tercih ediyor. Müzeden ayrılan sokakları takip ettiğinizde sizi Odunpazarı’nda bulunan 30’dan fazla müzelere ulaştırıyor, mesela Türkiye’nin ilk Balmumu Heykeller Müzesi’ne, ilk Hamam Müzesi’ne veya ilk Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ne.

Tüm bu müzeler son on beş yılda inşa edildi OMM isimli Modern Müze ise girişimci işadamı Erol TABANCA tarafından şehrine bağışlanmıştır. Topluluk ruhu, nüfusu bir milyonun biraz altında olan bu şehri karakterize eden niteliklerden yalnızca birini oluşturuyor.  Eskişehir, Türkiye gibi merkezileşmiş bir ülkede yerel siyasetin neler başarabileceğinin de bir örneğidir.

Türkiye bu şehirden bahsediyor, birçoğu onu örnek alıyor. Eskişehir, yaşam kalitesi ile ilgili yapılan tüm araştırmalarda üst sıralarda yer alıyor. Öğrenciler üst üste beşinci kez Eskişehir'i ülkenin “Öğrenci Dostu Üniversite şehri” olarak seçtiler. 2016 yılında UNESCO ilk defa Türkiye’nin bir şehrini “Öğrenen Şehirler” ağına dâhil etti. Eskişehir, bir senfoni orkestrasına sahip ilk Türk belediyesidir ve yerel ekonomi modeli “ikili eğitim” kentteki vasıflı işçi eksikliğini gideriyor.

Bundan kırk, elli yıl önce memleketinin diğer birçok Anadolu şehri gibi gri ve çamurlu olduğunu anlatıyor, ancak bu durumun 1999’ da Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen, diğer tüm Belediye Başkanlarından daha uzun makamda olan Yılmaz BÜYÜKERŞEN’nin göreve gelmesiyle değiştiğini ve şehrin bugün olduğu düzeye getirdiğini ifade ediyor Muhalefetten olan CHP’li Milletvekili Utku ÇAKIRÖZER.

Merkezi hükümet ise Büyükerşen’in işini kolaylaştırmıyor. İç işleri bakanının atadığı ve hiyerarşide onun üzerinde olan valiler Büyükerşen ile iletişime geçmiyor, belediye meclisinden geçen imar planlarını ise devlet yetkilileri hiçe sayıyor.  Büyükerşen CHP'li olduğu için AKP belediyelerinin aksine Ankara'dan finansal destek almıyor. Türk şehir yönetimleri kendi vergilerini toplamadıkları ve ancak kira gelirleri, harçlar ve cezalardan kendilerini finanse ettikleri ve vatandaşlarının sosyal taahhütlerinin yardımıyla kapsamlarını genişlettikleri için de bu durum daha da ciddi bir sorun oluyor.

Büyükerşen belediye başkanı görevine geldiğinde 62 yaşındaydı. İkinci kariyeri o zaman başladı. Bundan önce 36 yaşında memleketindeki ekonomi fakültesine profesör olarak atanmıştı, dokuz yıl sonra ise yeni kurulan Anadolu Üniversitesi'nin kurucu rektörü oldu. Şehirde bulunan üniversitenin kampüsü Türkiye'nin en büyük kampüslerinden biridir.

Özellikle eğitim sisteminin yavaş büyümesi nedeniyle akademik eğitim alma şansı çok az olan gençler için Köln'de bir şubesi bulunan ülkenin ilk Açık Öğretim Fakültesi’ni kurdu. Dersler için kasetler çekildi, televizyon kanalları kuruldu. Bugüne kadar iki milyondan fazla genç, Açık Öğretim Fakültesi’nden diplomasını alarak mezun oldu.

Yaklaşık on üç yıl rektörlük yaptıktan sonra, devlet Büyükerşen’i görevden aldı. Akademik kariyerini siyaset takip etti. Tekrar tekrar ve büyük bir çoğunlukla belediye başkanı seçildi. Tüm belediye başkanları tarafından görülebilmesi için parti rozetini çıkardı. Büyükerşen, "Türk parti siyasetini sevmiyorum" diyor ve AKP'nin yönettiği birçok şehrin aksine, parti siyasi çıkarlarını bir kenara bırakıyor ve kamu yararına odaklanıyor.

1999'daki ilk seçimlerinden kısa bir süre sonra, Eskişehir'in batısında meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki bir deprem yirmi binden fazla insanının yaşamına mal oldu. Uzun bir süre devlet yardımı alamayan Büyükerşen ve diğerleri, devletin yetersizliğini ve eksiklerini görünce şok oldular.

Büyükerşen, Eskişehir'in içinden lağım kokan Porsuk nehrini temizlemek ve modern bir toplu taşıma sistemi oluşturmak için kredi arayışına girdi. Bugün Porsuk kentin en popüler gezinti yeridir ve 55 kilometrelik uzunluğuyla tramvay hattı benzer şehirlere göre çok daha gelişmiştir. Büyükerşen, 2001 yılında Avrupa Yatırım Bankası'ndan ihalelerin şeffaf ve Avrupa çapında olması şartıyla kredi almıştı. Yolsuzluğun kökleşmiş olduğu bir ülkede bu durum ona cazip geldi. 

Büyükerşen, nereye seyahat ederse örneğin Strasburg, Prag, Hollanda, Almanya veya Avusturya yanında mutlaka bir fotoğraf makinesi taşıyor. Frankfurt’a da gelmiş çünkü 2013 yılından bu yana Eskişehir ve Frankfurt kardeş şehirler. Kafasında şehrini geliştirmek için projeler üretiyor. Bu projelerden büyük parklar biri 300 metre uzunluğunda bir yüzme havuzu içeren, çocuklar ve yetişkinler için bir masal şatosu veya gençlerin teknoloji ile etkileşime girebileceği gibi merkezler doğuyor. Eskişehir, 2016 yılında Türkiye'de atık yakma tesisini devreye sokan ilk şehirler arasında yer aldı. Günümüzde 40.000 eve elektrik sağlanıyor.

Almanya'da yerel yönetimleri güçlendiren “subsidiarite” (hizmette yerellik) kavramı Türkiye'de bilinmiyor. Büyükerşen belediyecilik anlayışını “sosyal belediyecilik” olarak tanımlıyor. Birçok belediye bunu örnek olarak alıyor. Büyükerşen, öncelikle ulaşım, çöp toplama ve su teminin belediyelerin temel görevlerinden biri olduğunu ancak bunun tek başına yeterli olmadığını vurguluyor. Büyükerşen, “sonra sıra insanların şehirde yaşamaktan keyif almaları ve kentle özdeşleşmeleri için sosyal ve kültürel gereksinmelerine geliyor” diyor. 

Buna dayanarak farklı büyüklüklerde sekiz adet Tiyatro sahnesi, Senfoni orkestrasının her hafta sonu konser verdiği 1200 kişilik salonun biletleri bulunmaz hale geliyor ve birçok müze inşa edildi. Türkiye’de yaygın olan gayrimenkul spekülasyonunun temel sorununu sınırlamak için yüksek yapılara izin vermiyor. Daha ziyade, uygun fiyatlı apartmanların inşası ve yerel rekreasyon alanları oluşturuyor.

Öğrenci semti olarak bilinen Bağlar Mahallesinde birbiri ardına kafeler var. Şehir de 70.000'den fazla öğrenci yaşıyor. Eski Profesör Büyükerşen, öğrencilerin ne istediğini biliyor: "Özgürlük, demokrasi ve refah." Üniversiteye hükümet tarafından atanan Rektör öğrencilerin taleplerine daha az anlayış göstermekte. Öğrenciler, devletin Erasmus programı da dâhil olmak üzere üniversitelere yönelik fonları kestiğinden ve kampüste buluşma fırsatı bulamadıklarından şikâyet ediyor. Şehir yönetimi eski bir meyve sebze hali olan ve aynı zamanda ilk tiyatro sahnesine de ev sahipliği yapan Haller Gençlik Merkezi'nin iki büyük toplantı odasını, öğrencilere destek olmak için ücretsiz hizmete sunuyor.

Biz de bu merkezde şehir yönetiminden Eşitlik Biriminin başında bulunan iki kadınla tanışıyoruz. Kadınlar, şehirdeki iş gücünün sadece yüzde 18'ini oluşturuyor. Bu oran az gibi görünse de Türkiye için çok fazla. Kadınlar, kadın is gücünün başta belediye olmak üzere şehirde artması için farklı projeler üretiyorlar. Örneğin, itfaiye için bir sonraki iş ilanlarının sadece kadınlara özel olacağını vurguluyorlar. İsveç'in yardımıyla geliştirilen en son proje olan “Mor Haritam” projesi ile de gurur duyuyorlar.  Proje hakkında bilgi veren kadınlar, “Şehrin riskli bölgelerinde kadınlar kendilerini güvende hissetmedikleri anda yardım hattını arayabiliyorlar. O zaman bu riskli bölgelerdeki sorunların ortadan kalkması için gereken ne varsa yapılıyor” diyorlar.

Büyükerşen’in “sosyal belediyecilik” kavramıyla ne demek istediği de belediyenin Sanat Meslek Eğitim Merkezi olan ESMEK'te ortaya çıkıyor. ESMEK tarafından ücretsiz olarak sunulan kurslara her yıl 18.000 kadın ve erkek kaydoluyor. Uygulamalı sanat ve teknoloji uygulamalarından, dil kurslarına ve satranca, okul çocukları için telafi kurslarına ve gençler için ileri bilgisayar uygulamalarına kadar birçok kurs hizmeti veriliyor. ESMEK Koordinatörü Yıldıray ÖNCÜL, "Bazıları boş zamanlarını anlamlı bir şekilde değerlendirmek isterken, bazıları da mesleki gelişimlerini sürdürmek istiyor" diyor.

Kurs odası olarak hizmet veren bir otobüs, şehrin çevresindeki kırsal alanlara giderek hizmet alanını genişletiyor. 2011 yılından bu yana şehirdeki her üç kişiden biri bu kurslara katılırken, ücretli öğretmenlerin yanı sıra özellikle üniversite profesörleri, gönüllü olarak çalışıyor.

Ekonominin canlanması ve işsizliğin bilinmeyen bir kelime olması, sosyal bağlılığı arttırıyor. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen Bağdat demiryolu üzerinde bulunan Eskişehir'in, Bursa'nın denize olan yakınlığından kaynaklanan sanayi konumu ile rekabeti kaybettiği doğrudur. Ancak Türkiye'nin Gaziantep'ten sonra ikinci büyük sanayi bölgesinde 47 bin kişiye istihdam sağlanıyor. Türkiye'nin tren sanayisinin merkezi olan Eskişehir'in, beyaz eşya ve camda dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri olduğu ve havacılık sanayisinde Türkiye'nin önde gelen üretim üssüdür. Türk Hava Kuvvetleri'nin en önemli üssü şehrin eteklerine uzanıyor. Alçaktan uçan savaş uçakları şehrin üzerinde adeta gümbürdüyor. F4 ve F16 savaş uçakları için en önemli NATO bakım merkezlerinden biri burada bulunuyor. Yeni F35 çok amaçlı savaş uçağının Türkiye'nin ekonomisine milyarlarca dolar katkı sunması bekleniyordu. Milletvekili ÇAKIRÖZER,  ABD'nin Türkiye'yi F35 programından dışlamasını AKP’nin başarısız politikalarına bağlıyor.

Başkan Büyükerşen ise sakinliğini koruyor. Sabahları bazen atölyesine gidiyor ve burada ekibiyle birlikte daha sonra sergilenecek olan balmumu Heykellerini şekillendiriyor. Büyükerşen, gülerek Balmumu ellerimin istediğini yapıyor” diyor. Türkiye’de altı ay sonra yapılacak olan genel seçimlere ise biraz buruk yaklaşıyor.  

Çünkü 2014'te parti sınırlarının ötesinde insanları kazandığı için Recep Tayyip Erdoğan'a meydan okuyacak muhalefet adayı olması kaçınılmaz bir sonuç olarak görülüyordu. Ancak o dönemde halen muhalefette olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, adaylığını itiraz ederek olası bir hükümet değişikliğini engelledi. Ertesi yıl taraf değiştiren Bahçeli, o zamandan beri Erdoğan için çoğunluğu sağladı. Erdoğan, otoriter bir yönetim kurdu. Ancak Eskişehir'de kalan Büyükerşen, burayı modern bir örnek kent haline getirdi.

 

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.